11 Haziran 2010 Cuma

ÜMİDİNİ YİTİRME
















Fotoğraf: Ali Fatih Turgut


Bu bitki düşündürdü beni.Hayata dair neler fısıldıyordu ki? Kaldırımın üzerinde, karo taşlarının arasında büyümüştü öylece.Dimdik ayaktaydı.İlk bakışta sevgi yok,bakım yok ama bana mısın dememiş tutunmuştu işte o kadarcık zemine,meydan okurcasına hayata ve insanalara.İnsan sevgisiz ve ilgisiz hiç kimseye tutunmadan yaşabiliyor diye düşündürtüyordu insana.Ancak biraz derine dalıp düşününce hiç de öyle sevgisiz ve ilgisiz olmadığını farkediyornuz hemen.Allah'ın merhameti ve sevgisiydi onu bu derece ayakta tutan.Azıcık bir toprak ve yağmur büyümesi için gerekli
ortamı sağlıyordu ve bu da işte Allah'ın sonsuz merhameti ve sevgisiydi işte. Aslında insanlara da müthiş bir hayat dersiydi bu. İnsanın ve tüm varlıkların mayasıdır sevgi.Hiç bir varlık sevgisiz ayakta duramaz bu bir gerçektir.Aslında yüreğimizde hissetmektir sevgiyi. Sevgide cömert olmak gerekiyor ki hayat daha güzel ve anlamlı olsun.İnsan sevdikçe ve paylaştıkça çoğalıyor şu hayatta. Sevilmek duygusunu da yaşamak ve hissetmek istiyor insan. Ancak dünya öyle bir hale geldi ki insanoğlu sevgiyi verme ve göstermede de cimri davranıyor. Kendisi sevilsin istiyor. Ama sevmek cesaretini gösteremiyor. Çünkü yürekten sevmek emek istiyor, sorumluluk ve fedakarlık istiyor. İşte insanoğlu öylesine bencil ki bu emek ve sorumluluğun altına girmek istemiyor korkuyor ve kaçıyor. Ve bu durumda anlıyorsunuz ki sevmek de cesur yüreklerin işi. Sevgide cömert olanlar, sevdikçe canı ve yüreği yanmasına rağmen cesurca sevmeye devam ediyor, hiç yılmadan ümidini kaybetmeden ömrünü veriyor bunun için. Dimdik ayakta her türlü zorluğa karşı mücadele ediyor.Yüreğindeki tükenmez sevgi Allah'ın mucizesi oluyor. Belki sevilmek duygusunu yaşayamıyor bu dünyada ama veriyor işte. Ve bu mücadelede Allah'ın sonsuz sevgisi ve merhameti ayakta tutuyor ve yüreğine güç veriyor, tıpkı o yalnız gibi görünen fakat yalnız olmayan bitki gibi.
''İnsanoğlu çok nankördür. Kendisisne Allah tarafından bir iyilik güzellik dokundu mu Allah'a şükür ediyor. Ancak bir fenalık dokunursa hemen ümidini kesiveriyor.'' diyor Allah bir ayetinde. Evet biraz düşününce hayata bir bakınca bunu görmeniz mümkündür aslında.İnsanoğlu bir takım sıkıntılar yaşıyor. Yüreği, canı yanıyor. Ümitsizlik ve karamsarlık sarıyor birden ruhunu. Ve kapatıyor kendini. Öylesine yoğunlaşıyor ki bu üzüntüye. Elindeki mucizeleri, ona sunulan sevgiyi ve güzellikleri göremez hale geliyor. Birimizin sahip olduğu mucize diğerimizin hasreti oluyor belki, gerçekleşmesine ömrünü verdiği. Ama yapılması gereken nedir diye düşünüyorum da. Sevdiğimiz insanların mucizesi bizim de mucizemiz olsun, kendi mucizemiz gibi mutlu olmayı bilelim. Bizim mucizemizin mutluluğunu da paylaşalım sevdiğimizle.
''Kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah katındadır. Yağmuru o yağdırır. O, rahimlerde olanı da bilir. Hiçbir benlik yarın ne kazanacağını bilmez. Ve hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Allah Alim'dir, Habir'dir.(34) diyor Lukman suresinin bu mucize ayetinde. Evet Hiç bir benlik yarın ne kazanacağını bilemez. O yüzden de her zaman bir umudumuz olmalı.
Ayrıca En'am Suresi 42 ve 43. ayetlerde diyor ki Allah ''Yemin olsun ki, senden önce de ümmetlere elçiler göndermiştik. O ümmetleri, bize yaklaşıp sığınsınlar diye zorluklar ve darlıklarla yakalamıştık. Zorluğumuz kendilerine gelip çattığında bir sığınabilselerdi! Ne yazık ki kalpleri katılaştı; şeytan, yapmakta olduklarını onlara süslü-püslü gösterdi.'' Zorluklar ve sıkıntılar hayatımızın bir parçası ve bir sebebi var.Yine Mülk Suresi 2 ayette diyor ki ''Hanginizin daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan O'dur. Aziz'dir O,Gafur'dur.'' Hayata geliş amacımızı müthiş bir şekilde ortaya koyuyor.
Hadid Suresi 22 ve 23. ayetlerde de diyor ki ''Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok kolaydır. Böyle yapılmıştır ki, elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve Allah'ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız.Çünkü Allah, kendini beğenip övünenlerin hiçbirini sevmez.''
Bakara 263. ayette ise diyor ki '' Güzel, yapıcı bir söz, bir affediş, ardından bir eziyet gelen sadakadan daha üstündür. Allah Gani'dir,cömerliğine sınır yoktur; Halim'dir,hoşgörüsüne sınır yoktur.''
Fussilet Suresi 30 ve 31. ayetlerde de '' Şu bir gerçektir ki, ''Rabbimiz Allah'tır!'' deyip sonra hiç şaşmadan yol alanlar üzerine, melekler ha bire iner de şöyle derler: '' Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin.'' ''Biz sizin, dünya hayatında da ahırette de dostlarınızız. Cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada sizin için istediğiniz her şey var.''
Bakın ne diyor Allah Fussilet Suresi 39. ayette ''Sen, toprağı huşu içinde boynu bükük görüyorsun ya, işte o da Allah'ın ayetlerindendir. Onun üzerine suyu indirdiğimizde, o titrer ve kabarır. Hiç kuşkusuz, onu dirilten Muhyi ölüleri de mutlaka diriltecektir. O her şey üzerinde güç sahibidir.''
Ayetlerde de görüldüğü üzere Allah'ın merhameti sonsuz. Ve sıkıntılar gelip geçici. Bizi olgunlaştıran vasıtalar ve hayata geliş amacımızı gerçekleştirdiğimiz, hayat yolculuğunda bir basamak oluyor. Ayrıca ümitsiz olmak ve hayattan çekilmek büyük günah.Son yazılan ayet ise bizim tek başına kaldırımda büyüyen bitkinin de nasıl ve neyle büyüdüğünü ve dimdik ayakta kaldığını öyle güzel açıklıyor ki.


Melda Yaşar