5 Ocak 2010 Salı

GÖKYÜZÜ

Bir balıktım akvuryumda, okyanusları özleyen. Okyanusum sendin. Bir yol bulabilsem kırabilsem sana doğru tüm engelleri. Derken okyanus ben oldum. Dolunayım oldun en karanlık gecelerimde, pırıl pırıl yakamozum oldun. Çırpınıp vurdum vurdum kayalıklara sen diye, köpük köpük coştum. Yüreğimin düş bahçelerinde en güzel tangoların tek kavalyesiydin. Müziğin en coştuğu anda, gözlerim başka hikayeler anlatıyordu gözlerine. Yüzleştim en büyük korkumla.
Hayallerimin içinde işte öylece duruyorlar simsiyah. Sadece korkular değildi belki engeller. Hayallari süsleyen başka beyaz küçük hayaller de vardı. Ve buna eşlik eden inançlar.
Şimdi önemsiz kaldı tüm hayaller, gidişlerin yanında. Almayı ve istemeyi hiç bilmeyen, hep veren ve verdikçe çoğalan bir yüreğin hayat hikayesiydi bu.
Hep veren bu koca yürek! Verdikçe, görevini her tamamlayışında, uçururdu kuşlarını özgürlüğüne, masmavi gökyüzüne. Uğurlama fasıllarına alışık bu yürek, öylece bakakalırdı arkalarından, özgürlüklerine kanat çırpışlarına. Dayanılmaz hüzünlerlerin bıraktığı koca boşlukla başbaşa kalırdı. İşte en büyük engel buydu! Nasılsa sen de uçacaksın vakti geldiğinde kendi özgürlüğüne.
Ama, ama bu kez uğurlama istemiyor bu yürek. Sen de uçacaksın belki ama, uçuşların bana olmalı Sevgili. Özgürlüğün kanat çırpışları bana olmalı! Benim yüreğime göç etmelisin, başka yüreklere değil. Gel bak! Yüreğimde sana, özgürce uçabileceğin koca bir gökyüzü var...


MELDA YAŞAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder