22 Mart 2012 Perşembe

ADALET

Güneş ve Ay.Hesaba bağlıdır her birinin her şeyi. Çimen/yıldız ve ağaç secde ediyorlar. Ve gök.Yükseltti onu. Ve koydu şaşmaz ölçüyü/dengeyi. Azgınlık etmeyin ölçüde/dengede! Ölçüyü/ahengi titizlikle, adaletle koruyun ve saptırmayın ölçüyü/dengeyi.(Rahman: 5,6,7,8,9)

Yemin olsun, biz, resullerimizi açık-seçik delillerle gönderdik ve onlarla birlikte kitabı ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta tutsunlar/adaletle doğrulsunlar. Hadid,25)

Sonra zulmedenlere şöyle denecek: ''O uzun süreli azabı tadın! Kazandığınız şeyler dışında bir şeyle cezalandırılmayacaksınız!'' Zulmetmiş her benlik, yeryüzündekiler kendinin olsa, kurtulmak için tümünü fidye verecektir. Azabı gördüklerinde pişmanlığı ta içlerinde duyarlar. Aralarında adaletle hükmedilmiştir. Asla zulme uğratılmazlar.(Yunus: 52,54)

Kıyamet günü için adalet terazilerini kuracağız/adaleti terazilere koyacağız. Hiç kimseye zerre kadar zulüm edilmeyececk. Hardal tanesi kadar birşey olsa onu ortaya getiririz. Hesapçılar olarak biz yeteriz! Yemin olsun, biz, Musa'ya ve Harun'a hak ile batılı ayıran, korunanlar için bir ışık ve öğüt olan furkanı verdik. Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz! Babasına ve toplumuna şöyle demişti: ''Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?'' Dediler: ''Atalarımızı onlara ibadet eder bulduk.'' Dedi: '' Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz!'' (Enbiya: 47,48,51,52,53,54)

De ki onlara: ''Hadi, gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım: Hiçbir şeyi O'na ortak koşmayın.Ana-babaya çok iyi davranın. Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; biz sizi de onları da rızıklandırırız. Kötülüklerin görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın. Allah'ın saygın ve aziz kıldığı cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın. Allah size bunları önerdi ki, aklınızı işletebilesiniz.'' ''Yetimin malına yaklaşmayın! Ancak rüştüne erişinciye kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesna. Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin. Hiç kimseyi, gücünün yeteceğinden daha azını teklif etme dışında yükümlü tutmuyoruz. Konuştuğunuz zaman, yakınlarınız aleyhine de olsa, adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze sadık kalın. Düşünüp öğüt alasınız diye O size bunları önerdi. Bu benim dosdoğru yolumdur, onu izleyin, başka yolları izlemeyin! Yoksa bu hal sizi O'nun yolundan uzaklaştırıp parçalara böler. Sakınıp korunasınız diye O bunu önermiştir size. (En'am: 151,152,153)

Kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. Eğer belli bir süreye kadar erteleme sözü Rabbinden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Onların ardından kitaba mirasçı olanlar da onun hakkında, işkillendiren bir kuşku içindedirler. İşte bunun için sen çağrıda bulun/dua et ve emrolunduğun gibi dosdoğru yürü. Onların boş arzularına uyma ve şöyle de: ''Allah'ın kitaptan indirdiğine inandım.Aranızda adaleti sağlamakla emrolundum. Allah'tır, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size! Bizimle sizin aranızda delil yok! Allah bizi bir araya toplayacaktır/ aramızı bulacaktır. Dönüş O'nadır.''

Gerçeğe ilişkin kitabı ve adalet ölçüsünü indiren o Allah'tır.Nereden bileceksin, belki de kıyamet saati çok yakındır!(Şura:14,15,17)

Allah, kendisinden başka tanrı olmadığına tanıklık etmiştir. Meleklerle ilim sahipleri de adalet ölçüsüne sarılarak tanıklık etmişlerdir ki, o Aziz ve Hakim olandan başka hiçbir ilah yoktur. Allah katında din İslam'dır/barış ve esenlik için Allah'a teslim olmaktır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık/doymazlık/azgınlık/denge noktasından sapma/yalancılık/zulüm/kibir/zinakârlık yüzünden ihtilafa düştü. Kim Allah'ın ayetlerine nankörlük/Allah'ın ayetlerini inkâr ederse, Allah, hesabı çabucak görecektir.Allah'ın ayetlerini inkâr edip haksız yere peygamberleri öldürenler ve insanlar içinden adaletle emredenlerin canına kıyanlar var ya, işte onlara korkunç bir azabı muştula.Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah'ın ayetlerini okurlar. (Ali İmran: 18,19,21,113)

Bizim yarattıklarımızdan bir topluluk vardır ki, hak ile kılavuzlar ve yalnız onunla adalet sunarlar. (A'raf Suresi: 181)

Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları sever.(Hucurat,9)

Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever.(Mümtehine,8)

Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla "İnandık" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse çekinin." derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için; âhirette de büyük bir azap var onlara.Yalana iyice kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana geldiklerinde, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adaletle hükmet. Allah, adaletle hükmedenleri/adaleti ayakta tutanları sever.(Maide: 8,41,42)

Şu bir gerçek ki,Allah size emanetleri,onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor.Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor.Allah Semi'dir,her şeyi duyar;Basir'dir,her şeyi görür.(Nisa,58)

Allah'ın isimlerinden bir tanesidir Hakk. Yani gerçeğin kaynağı ve belirleyicisi. Her yaptığı ve emri gerçeğe en uygun olan.Hakkın ve hukukun kaynağı ve belirleyicisi anlamındadır. Yaratılmış tüm ne varsa bir ölçü ve denge içinde yaratılmıştır.Matematiksel olarak da bunun böyle olduğunu bütün bilimler de bize göstermektedir.Evrenin yaratılışından insanın ve tüm varlıkları yaratılışına kadar bir denge sözkonusu.Tüm evreni düşünecek olursak yaratılmış her bir zerrenin bir görevi sözkonusudur. Tüm bunlarda bir denge adalet sözkonusudur.Ve bizlere ayetlerle uyarılarda bunu görmekteyiz.Dengeyi bozmayın diyor.Bu her alanda geçerlidir. Sonra öyle bir adalettir.Yapılan bir hardal tanesi de olsa ortaya getirilecektir.İyi ya da kötü doğru ya da yanlış. İnsanlara gelince bireysel anlamda düşündüğümüzde adalet sevgiden de önce geliyor.Bir yakınınız aleyhine de olsa adaleti gözetiniz diyor.Buna en güzel örneklerden en önemlisi Hz.İbrahim olayıdır. Babası için Allah'tan af diliyor belki ama onun peşinden onun yolundan gitmiyor. Bundan başka ayetlerde de sözkonusudur benzer durumlar. Anne-baba, yakınınız bile olsa onların gittikleri yanlış yolların peşinden gitme diyor Kur'an. Ancak sadece anne-babanla örfe uygun geçin fakat onları yolundan gitme diyor. Yanı kısacası sevdiğiniz bile olsa yanlış bir yoldaysa peşinden gitmeyceksiniz.Yani yanlışın peşinden gitmeyeceksiniz.Adaletin doğrunun peşinden gideceksiniz.Bunun için de İsra Suresi 36. ayete bakmak yeterlidir.

''Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.''

Melda Yaşar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder