6 Eylül 2009 Pazar

ON DOKUZ YILLIK UYKU

Sevgilim kazanın üzerinden tam on dokuz yıl geçti. Tam on dokuz yıl, ben senin o derin uykudan uyanmanı bekledim. Bu gün uyandın. Bir gün uyanacağın ve gözlerime bakacağın anın umudunu yüreğimde hiç yitirmedim. Hep bekledim seni.
Şimdi o kazayı geçirdiğin günü ve ondan bir hafta sonra uykuya dalışın, uyanmanı bekleyişim aklıma geliyor. Uzun bir süre sonra doktorun bana gelip, ötenaziden bahsedişini hatırlıyorum. Gözlerim yaşlarla dolmuş, hayır diye bağırarak kaçmıştım hastaneden. Sana kıyamazdım, konuşmasan da hiç tepki vermesen de varlığın yetiyordu bana. Her gün yanına gelip duygularımdan, sana olan askımdan söz ediyordum, ellerinden tutarak. Biliyordum beni hissedeceğini. Biliyordum ki beni yalnız bırakıp gitmezdin, gitmedin de! Hep savaştın. Ben de savaşmalıydım beklemeliydim, bekledim. Sevgimiz, askımız öyle büyüktü ki sana da, bana da bekleme ve savamsa gücünü verdi. Öyle büyüktü ki bir mucizeye birlikte imza attık. Ölmüş olsaydın eğer sana kavuşacağım günün sevdasıyla yine seni beklerdim. Ve o gün geldiğinde yüzümde mutlu bir gülümsemeyle koşardım sana sevgilim. Hatırlıyor musun sen bana daha sevgini söylememişken, ben içimde sana askımı büyütürken, seni iki yıl beklemiştim. Hem de senin bana dönmeyeceğini, Beni sevmediğini düşündüğüm zamanlarda seni beklemiştim. Ama sen hiç ummadığım bir anda dönmüştün bana. Beni çok şaşırtmıştın. Bu kez de döneceğin ve beni şaşırtacağın umudunu taşıyarak bekledim seni. Biliyor musun sana daha önce hiç anlatmadığım bir korku vardı içimde. Ama sen, sana söylediklerim kadar, söylemediklerimi de hissederdin hep. Ben hep yalnız ve sensiz ölmekten korktum. Bunu hissetmiş olmalısın ki beni bırakıp gitmedin. Beni yalnız bırakmadığın, beni yine şaşırttığın için çok teşekkürler!

Melda Yaşar

1 yorum: